STORM – Kültür Mirasının Teknik ve Örgütsel Kaynak Yönetimi Yoluyla Korunması

StormAdmin Haberler

Avrupa’nın kültür mirası dünyadaki en zengin kültür miraslarındandır. Kültür mirası, her yıl milyonlarca insanı arkeolojik alanlara, kiliselere, kalelere, anıtlara, müzelere vs. çeken bir yol göstericidir. Bu nedenle, Avrupa Kültür Mirasının korunması ve konservasyonu, politika belirleyici, bu hazineleri koruyan kurumlar ve aynı zamanda yerel ve ulusal seviyede turist ve eğitimciler için önceliklidir. Kültür Mirasının değeri açıktır; herkesçe bilinir. Kültür Mirasının, Avrupa Birliği’nin “Avrupa’nın AB Mirası değerini gerçekleştirebilmesine yönelik bütünleşik yaklaşım” (EC, 2014b) politik beyanına uygun şekilde diğer ekonomik sektörler üzerinde etkisi vardır.

Avrupa Kültür Mirasının korunması ve konservasyonu, yalnızca Avrupa kültürel kimliğini korumak amacıyla değil, aynı zamanda Kültür Mirasının ekonomi üzerinde canlandırıcı etkisinin olması ve birçok şehir ve toplumun bel bağladığı turizm alanında iş fırsatları yaratan bir varlık oluşturması sebebi ile de toplumumuz için bir önceliktir. Söz konusu miras, bütünlüklerini tehdit eden ve değerlerini azaltabilecek iklim değişikliği ve doğal afetlere yoğun bir şekilde maruz kalmaktadır. Bu seçkin varlıkların bozulması veya kaybedilmesi, geçmiş hakkında bilgi kaynağı ve kimliğin sembolü olmalarından ötürü kültürel önemleri ve sosyo-ekonomik değerleri nedeniyle yerel ve ulusal toplumları olumsuz etkileyecektir

Son kırk yıl içinde birçok Avrupa kurumu, AB kültür binalarını ve alanlarını korumak üzere önleyici stratejiler üzerinde çalışmalar yürütmüştür. Örneğin 1990’ların başında İtalya’da Restorasyon Merkez Enstitüsü tarafından geliştirilen ‘Carta del Rischio’ adlı öncü proje (Istituto Centrale per il Restauro,1992), ülkenin tamamında çevresel ve insan kaynaklı risklere yönelik uzun ve karmaşık bir araştırmayı başlatmış, ilk defa ülke çapında tehlike altındaki kültür mirasının coğrafi olarak haritalanmasını sağlamıştır. Benzer çalışma İngiltere’de English Heritage (English Heritage, 1998) tarafından “Risk altındaki Binalar” üzerinde bölgesel raporlar olarak,  Portekiz’de Direcção-Geral dos Monumentos Nacionais tarafından geliştirilen ‘Carta de Risco do Património Arquitectónico’ (Carvalho, José Maria Lobo de 2001) ile, Yunanistan’da Girit’in ana kentlerindeki tarihi merkezlerin tektonik ve sismik risklerinin belirlenmesini hedefleyen CRINNO – EMERIC başlıklı araştırma/inovasyon projesi (EMERIC, 2006) aracılığı ile, ve Türkiye’de tarihi binaların depremden korunmasına yönelik geridönebilir karma teknolojilerin incelendiği PROHITECH isimli araştırma/inovasyon projesi (PROHITEC, 2008) ile gerçekleştirilmiştir.

Her ne kadar yapılışları ve özel hedeflerinde farklı olsalar da, tüm bu projelerin özünde önleme ve kamu politikaları vardı. Tüm projeler ülkelerin ulusal mirasının genel durumu ve mevcut afet işlemlerinde (yapılanmamış) desteğin nerede verildiği ile ilgili detaylı bilgiye ulaşmayı hedefledi. Ancak bir sonraki aşamaya odaklanan olmadı: Bundan sonraki adım ne olmalı?

STORM projesi, bu derece değerli bilgiyi kültür mirasının korunmasına yönelik kullanışlı ve yararlı bir donanıma dönüştürerek bir sonraki seviyeye taşımak konusunda diğer projelerden farklılaşmaktadır.

Proje, Avrupa genelinde miras alanları, kurum ve kuruluşları, hükümetler ve vatandaşlar için yararlı olacak yeni ve yenilikçi yöntemler ile donanım ortaya koyacaktır.  Yöntem ve süreçleri kullanıcı odaklı ve vatandaş merkezli yaparak, STORM projesi eskisinden çok daha geniş bir koruma ve önleme bilinçlenmesi sağlayacaktır.  Tarihi yapıların konservasyonunda önleyici eylemler, acil durum önlemleri (doğal ve iklim değişimi kaynaklı afetlerin risklerini azaltmak üzere) ve tüm Avrupalı ortaklar arasında kurulacak olan bilgi ve araçların paylaşım ağı, konuyu mevcut durumun ötesine taşıyacak değerli bir katkı ortaya koyacaktır.  Proje özellikle, hazırlık (korunma – iklim değişikliği etkilerinin azaltılması) ve müdahale (afet meydana geldiğinde) dönemlerinde müdahil olan tüm paydaşları destekleyecek, teknoloji ile tümleşik, eko-yenilikçi, uygun maliyetli ve ortak çalışmaya dayalı yöntemler sağlayan bir sistem tanımlamayı, geliştirmeyi ve belirlemeyi amaçlamaktadır.

Geliştirilecek olan bütünleşik çözüm, beş farklı ülkede (İtalya, Yunanistan, İngiltere, Portekiz ve Türkiye) her alanda en hakim olan riskleri ele alan vaka çalışmaları doğrultusunda test edilecektir; bu şekilde Avrupa risk haritası oluşturulmasına katkıda bulunulacaktır. Her alan için uygun olan test vakalarını tanımlamak üzere, yalnızca kültür varlıkları alanları, yapıları ve nesnelerine odaklanan belirli profil, malzeme ve riskler (çevresel ve insan kaynaklı) kullanılacaktır.  

Çözüm önerisi, STORM projesinde yer alan 20 ortak ile 2 bağlı ortaktan (çok önemli bir sit alanı olan Pompei, ve UNESCO tarafından kurulmuş, kültür varlıklarının konservasyonuna adanmış hükümetler arası bir organizasyon olan ICCROM) oluşan çokdisiplinli bir ekip tarafından şekillenecektir. Pratik deneyimi olan, bilimsel başarı ve teknik yenilik konularında yetkin konsorsiyum ortakları, Avrupa Kültür Mirası alanlarının korunması ve yönetimi ile ilgili tüm aktörleri (mimarlar, restoratörler, arkeologlar, alan küratörleri, sismologlar, meteorologlar, iklim değişimi uzmanları, sensör sağlayıcıları, bilişim ve iletişim teknolojileri hizmet sağlayıcıları, sivil savunma, kurtarma dernekleri, politika belirleyici ve karar verici kurumlar ile oldukça önemli olup genellikle unutulan vatandaş ve ziyaretçiler) desteklemek üzere fonksiyonel ve etkin çözümlerin garantiye alınması amacıyla gereken yetkinliği sağlamaktadır.

STORM konsorsiyumu projenin etkisini artırmak amacıyla, diğer konuların yanı sıra, geliştirilecek iyi uygulamaların Avrupa’nın diğer alanlarına da uyarlanabilmesini ve proje sonuçlarının Avrupa için katma değer yaratmasına yönelik sürdürülebilir bir yol oluşturmasını garanti edecek  çeşitli önlemler düşünmüştür.

Projenin Hedefleri:

STORM projesi, hem değer zinciri hakkında küresel bir görüş oluşturmak üzere makro düzeyde, hem de belirli koruma ve önleme süreçlerinin iyileştirilmesini desteklemek üzere özgül seviyede bütünleşik bir sistem ile araç ve hizmet sağlayan bir platform sunmayı planlamaktadır. Projenin getirdiği bir yenilik, her iki bakış açısını da aynı sistem içinde geliştirmektir; STORM kullanıcıların her tekil olayı ilgili teknoloji tarafından desteklenen basit bir süreç dahilinde ele almasını sağlayacaktır. STORM bütünleşik sistemi, paydaşlara geliştirme olanağı tanıyacak şekilde detayına inilebilecek olan modülleri işletecektir.  Bunu destekleyebilmek amacıyla STORM, mevcut süreci tanımlayacak ve süreci geliştirmek için kritik ilişki yönetimi otomasyonunu ekleyecek şekilde bir sistem ortaya koyacaktır. Proje, İklim değişimi ve doğal afetlerden etkilenen tüm Avrupa Kültür Mirası paydaşlarına kritik karar verme araçları sağlamayı hedeflemektedir. Mevcut süreçleri belirlenmiş üç alan doğrultusunda – Önleme, Müdahale ve Politika geliştirme, planlama ve süreçler – geliştirmek, projenin yenilikçi kabiliyetini oluşturacaktır (Şekil 1).

Şekil 1: STORM projesinin odaklanacağı üç alan

STORM projesinin faaliyetleri şu test alanlarında gerçekleştirilecektir: Diocletian Hamamları, Roma, İtalya; Mellor Miras Alanı, Manchester, İngiltere; Tróia Roma Harabeleri, Portekiz; Rethymno Tarihi Merkezi, Girit, Yunanistan; ve Efes, İzmir, Türkiye; aynı zamanda bir başka ilgili alan olan ve bağlı ortak tarafından yönetilen Pompei, İtalya. STORM projesi ayrıca UNESCO tarafından Kültür Mirasının konservasyonuna yönelik kurulmuş hükümetler arası bir organizasyon olan ICCROM’un desteğine de güvenmektedir.  Projenin yöntemi, tasarımı, önlemeyi, uygulamayı, müdahaleyi ve aynı zamanda tüm seviyelerde (bireysel, özel ve hükümet)  politika, planlama ve süreçleri içerecek şekilde tüm ekosisteme hitap edecektir. Politika ve araçlar seviyesinde her bir döngünün son durumu, yeni gelişim ve iyileştir